daha önce size şurda global girişimcilik haftası hakkında epey bilgi vermiştik.
global girişimcilik haftası sona erdi, gittik, seminerlere katıldık, sorularımızı sorduk, öğrendik geldik. etkinlikler kesinlikle çok verimliydi, endeavor'u kendi adıma tebrik etmek istiyorum burdan. son zamanlarda katıldığım en ufuk açıcı seminerler olmakla birlikte bu haftaya yepyeni fikirlerle başladım da diyebilirim :)
hal böyleyken, kaçıranlar kıskansın, gidemeyenler seneye mutlaka gitsin filan diyor ve birkaç fotoğraf ekliyorum etkinlikten.
Başlığı görür görmez heyecanlanıp ne giysem diye düşündüğünü itiraf et hadi. Ettin mi? Tamam, böylece ben de konuya güzel bi' giriş yapabilicem.
Öncelikle Bilstore'e gidiyor, hala yoksa Bilstore kartı edinip güpgüzel bişiler alıp süslenip püsleniyorsun. Hatta bak senin için seçim bile yaptım:
Giyinip süslendikten sonra da Bilstore kartın sayesinde kazandığın indirimle bizimle Otto'da buluşuyorsun. Bilstore Card sahipleri bundan böyle Asmalımescit’in gözbebeği Otto Tünel ve Otto Sofyalı’da öğlen ve akşam yemeklerinde %10, İstanbul’un popüler konser mekanı Otto Santral’de ise Otto’nun organize ettiği konser biletlerinde %20 indirim avantajından yararlanacaklar zira.
fotoğraflardan da anlaşıldığı gibi tam gaz devam etmekte. mavikupa'dan daha önce bahsetmiştik zaten, ne olduğunun ayrıntılarına girmiyorum o yüzden. mavi jeans'in üniversiteler arası basketbol şenliği olduğunu öğrendik zira dimi çoktan? ben izmir'de olduğumdan izleyemiyorum maçları, konserleri filan; ama fotoğrafları görüp görüp kıskanıyorum. aa, bi de fan pagelerindeki yarışmalara katılıp ödülleri kapıyorum. skor tahmin etmece soruları filan soruyorlar, eğlenceli oluyor. ben yeteri kadar kazandım, buyrun biraz da siz kazanın:
hayal edin: hem damak tadınıza göre cips yapıyorsunuz, hem doyasıya yiyor ve onu raflarda görmenin haklı gururuyla önünüze gelene şımarıyor, hem de üzerine para kazanıyorsunuz. süper dimi? peki hayal olmasa bu, böyle bi fırsat olsa?doritos bugünlerde yeni tadını arıyor ve hepinizin önerilerini bekliyor, karşılığındaysa ürünün satışından %1 hisse vaadediyor! bunu da herkesin Kızsız Adam’dan tanıdığı şu anki doritos'un Hayrettin karakteriyle eğlenceli bi şekilde anlatıyor. katılım sınırsız, salla salayabildiğin kadar :) ben mesela kadınlara çalıştım :)
Okuldan, belediye otobüsünden, hocalardan ya da plastik bardaktaki kahveden haz etmeyenler olabilir. Diploma da gerekli şimdi, ama hiç değilse oturup internetten işletmeyle ilgili istediğiniz dersleri alabilirsiniz. Procter&Gamble yapmış. Buradan.
bilmediğiniz gibi işletme fakültesinde son sınıftayım ve rahatlıkla söyleyebilirim ki, işletme fakülteleri şirketlere memur zihniyetli çalışanlar yetiştirmeye adamışlar kendilerini. işletme okuyorum lan, girişimcilikle ilgili zorunlu dersim olması gerektiğini düşünürken ben, seçmeli dersim bile yok. olsa da açılmıyor zaten, çünkü öğrencilere bu konuda teşvik yok. bu durumda girişimcilik konulu bi' etkinlik vs. gördüğümde de hemen duyurmak istiyorum. herkesin aklına günde milyonlarca fikir geliyor, milyonda birini yapsak, hep birlikte dünyayı bile kurtarabiliriz bence :)
her neyse, şimdi bahsedeceğim de endeavor'un global girişimcilik haftası. bu seneki 16-22 Kasım tarihleri arasında olacak, biçoğunuzun vizelerinin bittiği tarihe denk geliyor tam. soluklanırken kendinizi geliştirmek için iyi bi' fırsat. 21 Kasım 2009 Cumartesi, 9:30-12:30 arasında Fevziye Mektepleri Vakfı Işık Üniversitesi Sergi Salonu, Maslak'ta speed-networking varmış. tüm dünyada 70 ülkede gerçekleşen speed networking'in türkiye ayağına katılabilmek büyük bi' şans bana sorarsanız.
şu kısmını direk kopyalıyorum, okuyup anlayalım iyice diye:
"Bu etkinlikte hem paydaşlarımız hem de öğrenciler 2 saatlik bir süre içinde belki bir ay içinde tanışacakları kadar çok kişi ile tanışma (kişi başına minimum 60 kişi) ve “Girişimcilik mi yoksa Profesyonel Kariyer mi” konusunda bu kişilerle birebir 3’er dakika sohbet etme imkanı bulacaklar." tabii bu arada katılım da sınırlı 40 kişiyle, eleme yöntemiyle belirlenecekmiş katılımcılar; ama yine de elinizi çabuk tutmanızda fayda var.
17 kasım salı günü 10:00-13:00 arasında Turkcell Genç Girişimcilere Rehber Semineri var. Bu etkinliğe gerçekten süper konuşmacılar geliyor, Turkcell Genel Müdür Yardimcisi, Endeavor Girişimcilerinden NASA’ya proje yapan ve projesini Türkiye’ye getiren girişimci bilimadami Ahmet Duyar, genç teknoloji girişimlerine destek veren Inovent Kurucusu Ziya Boyacigiller gibi isimler. Kendi girişimini kurmak isteyenler için çok etkili olabilecek bir etkinlik derim ben.
aynı günün sonrasında 13:00-15:00 arasındaysa "işim gücüm girişim semineri" var.
19 kasım perşembe günküyse benim favorim; 10:00-12:00 arasında koç üniversitesinde Girişimcilik Akademisi “Kariyer Seçeneği Olarak Girişimcilik” Seminerleri olacak. konuşmacılar cidden ilham verici girişimciler. hemmen copy paste yapıyoruz burda konuşmacıları:
Moderatör: Vatan Şaşmaz
Açılış Konuşması: Koç Üniversitesi Rektörü Atilla Aşkar.
Panelistler: Fatih İşbecer – Pozitron, Nevzat Aydın - Yemeksepeti.com, Mehmet Cem Şengör - Step Halıcılık, Onurhan Homriş - MV Holding, Cansen Başaran Symes - PricewaterhouseCoopers Türkiye, Süleyman Orakçıoğlu - ORKA Group
yine perşembe günü düzce üniversitesinde "girişimcilik etkinlikleri" var. girişimcilik konulu 3 etkinliğin katılımcıları arasında Yusuf Azoz (kariyer.net) da var. Herkesin katilimina açık. özellikle bu üniversiteliler için güzel bir fırsat..
ve yine perşembe günü ankara grand rixos'ta 13:00-17:00 arası Bilişim Kurultayı/ Global Girşimcilik Haftası Oturumu var ne yine ankara'nın önemli girişimcileri bulunacak. iyi haberse öğrencilere katılımın ücretsiz olması..
bi' de speed networking var ki, anlata anlata bitiremedim zaten :) gidin görün kaçırmayın diyor ve kayıt için link vererek hızla uzaklaşıyorum buralardan. http://www.egitisim-blog.com/speed-networking-%E2%80%9Cgirisimcilik-mi-yoksa-profesyonel-kariyer-mi%E2%80%9D/
günler sonra gelen ekleme: bu speed networking olayının olduğu güne süper bi hadise daha eklenmiş. speed networkingten sonra speed city'de formula 1 araçlı etkinliği olacakmış. fotolarını da koyiim da iyice canınız çeksin :)
geçen haftasonu istinye park'ta çok şeker bişi yapmış go card. ben bizzat şahit olamadım, arkadaşımdan dinledim, blog için çektiği fotoları da kaptım :)
şöyle ki, sinema koltuklarının altına bedava bilet yerleştirilmiş ve bu biletler sene sonuna kadar istenilen bi' filmde geçerliymiş; tek kişilik bi' davetiye yani.. sonracııma, ücretsiz popcorn dağıtılmış ve insanlara go card ile ilgili bilgilendirme formu doldurtulmuş. fakülteye gelip stand kuran bankaların yanında oldukça yaratıcı yaptıkları, sempatik buldum çok.
bi' de biraz araştırma yaptım, sadece istinye'de de diil; Caddebostan Afm (CKM) ve Beyoğlu Afm'de de yapmış aynısında.
ve.. işte fotolar:
o zaman napıyoruz? bundan sonra sinemaya gidince koltuklarımızın altını kontrol etmeyi unutmuyoruz..
günaydın; bugünün ilk konusu, öğrenci evinin vazgeçilmez yiyeceği; cips. milyon çeşit cips içinden cheetos'u seçtim sizler için; çünkü bana çocukluğumu hatırlatıyor. bugün günlerden eskileri yad etme günü bizim evde ve ben çitos yedikten sonra kimse görmeden parmaklarımı yaladığım anları çok net hatırlıyorum. ayrıca kokusu çok güzel, söylemeden geçemeyeceğim.
tabii ki şu an bu satırları okuyor olmanızın tek nedeni bu değil. son zamanlarda gecikmeli postlar girdiğimizin farkındayım, ben de bu yüzden eperken haberdar edelim sizi dedim. :)
sonralıkla, ağzını kapatın. işte bu çocuk cheetos sweetos reklamları için türkiye'ye geliyormuş. kendisine bayıldığım için burda da olsun istedim. şu figürlere bi' bakın ya.. reklam da kaliteli olursa cheetos evlere daha sık girmeye başlayacak demektir. :)
ps: bu hareketleri denemeyin. illa ki deneyecekseniz de evde tekbaşınıza deneyin ki, konuya komşuya rezil olmayın. öğrenci işi a.ş sorumluluk kabul etmeyip manevi tazminat durumunda avucunuzu yalayacağınızı bildirir. öptüm sizi.
Bilstore'un sadece giyim ürünü sattığına dair bi' yanılgı var genel olarak. Oysa ki, kıyafetten aksesuara, cd'den kitaba hatta bisiklete kadar bilimum ürün çeşidini bulabildiğiniz bi' konsept mağaza Bilstore. Yakın zamanda Bağdat Caddesi'nde Muji'nin yanına açılan mağazasıyla da gönülleri şenlendirdi, önce Bilstore'u sonra Muji'yi gezmeyi şart edindirdi. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi, Bilstore'un şu an bu satırlarda olmasının tek nedeni bu değil. Hem-men anlatıyorum o zaman; bi' kartı var Bilstore'un, bu kartı çıkarttığınız anda %15 indirim kazanıyorsunuz alacağınız üründe. Daha güzel tarafıysa bu indirimi Bilstore ya da Muji'de kullanmanızın fark etmiyor olması. Bence çok cazip, gezerken almadan durmak zor oluyor zira. :)
'Ne Dalin'i ya, nağlaka ki şimdi buraya?' diye düşünüyor olabilirsiniz şu an, ama ben bu postu zaten sizin için diil, '23 yaşındayım, hala Dalin kullanıyorum, çok iyi geliyooo, ihihi' kızlarımız için filan yazıyorum. Ayrıca civcivler çok tatlı bence. Sitede bi' numara yok, hatta sıkıcı bana sorarsanız. Evlenip bi' an önce anne filan olmak isteyen genç kızlarımız ön hazırlık yapabilirler ama; o açıdan yararlı oldukça. Peki böyleyse neden burda mı diyorsunuz şimdi de? Peki bekletmeden söyleyeyim o zaman; sitede bi' anket var, o anketi dolduran her 50. kişi Dalin seti kazanıyor. Konuya komşuya verirsiniz kullanmıyorsanız da, ne biliyim; gideri var her şekilde.
Normalde beceriksiz biriyimdir. Hani yumurta kırarken birkaç kabuk parçasını da içeriğe ekleyebilen cinstenim. Tahmin edersiniz ki bu sebepten Dr. Oetker i çok seviyorum ve ürünlerini de ben ve benim gibiler için yarattığını düşünüyorum. Şimdi bu Dr. Oetker'in kakaolu- zencefilli-tarçınlı bi keki var bildik mi onu okur? hıh işte, eğer bilmeyenler , görüp de almayanlar, ya da annesinin 'Ben sana evde daha güzelini yaparım yavruum' vaadine kananlar varsa içinizde, benden söylemesi daha fazla uzak kalmayın ve hemen birer kutu edinin. Çünkü öyle sanıyorum ki, dünyanın en lezzetli ve en çabuk hazır olan tatlarından bir tanesi bu kek. Öğrenci evinde tatlı aşerenler için birebir. Ya da benimki gibi, kendisi kilo almasın diye doğru düzgün hamurişi, tatlı vs. pişirmeyen bir anneye sahip olanlar için nimet cinsinden.
Hımm aslında:
-Nerden aldın bunu, güzelmiş, neli ki bu ?
-Ben yaptım. Tarçınlı, azıcık da zencefil koydum, üzerine de kakaolu sos yaptım.....neden öyle bakıyorsun?.....valla ben yaptım ya!
tarzında dialoglar da yaşatabilirmiş, neden olmasın? :)
Not: Ben araştırdım nette fakat paketini falan bulamadım bu kekin. O yüzden bizzat Dr. Oetker'in fotoğrafını koymayı uygun gördüm. heheh..
İlk kredi kartım hsbc campus oldu ve hala onu kullanmaktayım. Ayarı kaçırmamak için bi' kart daha almaya cesaret edemiyorum açıkçası. Yalnız bu ne cimriliktir sevgili hsbc? Maydonozu bile kredi kartıyla alıp her ay faizli borç ödeyen biri olarak aylardır biriken Nakit Puan'ım 11 tl olmasından fazlasını hakediyorum bence.
Geçen gün 548 tl yatırdım mesela, 400'den aşağı geldiğini de görmedim aylardır borcumun. Olm insan biraz cömert olur ya.. Puanımla bi' şey alsam ne biçim mutlu olucam oysa ki.
Velhasıl kelam, sevmiyorum seni hsbc nakit puanların yüzünden..
Ayrıca, Alaçatı'da hsbc yoktu, ondan faizli ödedim Ağustos'ta..
sonra da viralini izleylim ki tam olsun, İtü kankaları buluşsun:
Öncelikle efsane bi' reklam olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca çocuk yapasım geliyor izledikçe. :) Orjinalindeki "people who understand you" kısmının "kankalar" olarak çevrilmiş olması cuk oturmuş. Mastercard marka bilinirliğini süper arttırdı kesinlikle, çok başarılı olduğu konusuna itiraz edecek olan yoktur sanırım. Yalnız benim merak ettiğim bi' nokta var; kredi kartı alırkan MasterCard mı yoksa Visa mı diye bakan var mı? Yani ben bankaya bakıyorum da direk..
fast food satan mekanların dönemlik müşteri akışını canlandırmak için kampanyalar düzenlemesi geleneği olur da yerli malı yurdun malı pizza pizza bundan geri kalır mı? tabi ki kalmaz. kalmamalı da.
her neyse efenim, pizza pizza adındaki, adından anlaşılacağı gibi pizzacı zinciri bir kampanya yapmış. içeceği kolalı menü alınıp, karttaki şifre internet sitesine tuşlanırsa, çekiliş de kazanılırsa hoppadanak mini cooper kazanma şansı veriyormuş. o olmazsa size bu yazıyı yazdığım atom karıncam lg x110 ya da dot'un kanımca pek hazzetmediği ama ps3'ün başarısını oldukça azaltan alet nintendo wii kazanma şansı da varmış.
demeden geçemem, tv reklamı nedense çok itici ama...
+ yarısını da yere taksaydın - az bile taktım burası istanbul!
mavi'nin yeni reklam film/leri "burası istanbul" sloganı ile birlikte görücüye çıktı. özgürlük ve yapılan herşeyi meşru kılmaya yönelik içeriği var reklamların. mavi'nin reklam kampanyaları zaten normalden farklı, daha bir sinema tadında, orjinal olma çabasında olan işlerdi ki daha önce emir kusturica ile olan çalışmalarını da izledik. şimdiye kadar yaptığı tüm kampanyalar içinde en orjinal olanı ise istanbul kokanı. okuduğum bazı yorumlarda "ama biz izmirliyiiiiğğz, ankaradaaa bu reklam gider mi hiğğçç" tarzında ilginç yaklaşımlar gördüm, komik geldi bana. istanbul demek özgürlük demek, istanbul demek baş kaldırmak demek, izmir kadar spesifik, ankara kadar sıkıcı olmamak demek ve türkiye denildiğinde akla gelmek demek dolayısıyla kimse " boyfırendimin cinini giydim oovv burası adana, yihu!" diye bir slogan beklememeli. kıssadan hisse; mavi bu sefer 10 numara bir iş çıkarmış ve herkesin diline pelesenk olacak bir slogan bulmuş, alternatifliğe hayran bıraktırmış, ne de olsa burası istanbul!
p.s: anne ile olan diyaloglarda bu slogan kullanılmamalı ama dikkat diyorum ben, zira geçtiğimiz gün sevgili annemle aramda bir husumet yaşandı bu sebeple.
anne mercimek: kızım toplasana yatağını, çıkarttıklarını dolaba koysana!!!! ben mercimek: rahat ol anne, nasılsa akşam gelip yatıcam tekrar, burası istanbul! anne mercimek: geç kalma sakın, doğruca eve gel.. ben mercimek: oo kasma anne, burası istanbul! anne mercimek: terliği kafama doğru fırlattı ve yine tam isabet.. ben mercimek: noluyo ya!!%!%!! anne mercimek: rahat ol kızım, burası istanbul!
Pes 2009 u oynamaya doyamamışken, videoda gördüğüm özellikleriyle Pes 2010 bağımlısı olacağımı söyleyebilirim. Evde bi play station 3 bi de sony marka plazma olsa okulum kesinlikle uzardı herhalde. Gerçi şimdi de uzayabilir. 2011 de football managerla pes birleşir artık, böylece hepimiz rahatlarız.
Açık Hava Sineması'na gitmek şu dünyadaki en büyük isteklerimden biri uzun zamandır ve 22 yıldır bi' kere gidebilmişliğim yok. Neyse ki, 30 Eylül'de gidebiliyorum sonunda ve bunun için itüsözlük'ten drummerlizard'a teşekkürlerimi borç bilirim :) Çarşamba (oluyo galba?) şarabımla birlikte Pickpocket'tayım Tarihi Havagazı Fabrikası'nda. Beklerim efem..
Onur Air Facebook'un ne kadar şahane bi' marketing alanı olduğunu keşfetmiş olacak ki, Facebook'tan uçurmaya karar vermiş. Şu applicationı yüklüyorsunuz ve eğer bu kampanyaya katılan 500. kişiyseniz bedava uçak bileti kazanıyorsunuz. Bi' de yine Facebook'taki Onur Air fan pageine fan olursanız ve en çok puan toplayan 30 kişi arasına girerseniz, yine bedavaya uçabiliyorsunuz. Öyle yani, çok uçuyorsanız deneyin derim ben.. Farmville'le kafayı yiyeceğinize ;) Bana da artık req göndermeyin lan, oynamıycam inat ettim..
Şöyle ki, haliyle önce bi' ön elemeden filan geçmen gerekiyor. bunun için de üç büyük şehirde ön elemeler yapılıyor. 2 gün ön elemeler sürüyor ve eğer başarılı olursan da 3. gün Semih Saygınerle kapışıyorsun. Semih de seni tutarsa Arçelik'ten Eko Panel LCD kazanıyorsun. Aslında bence Semihle kapışmak da yetermiş yani, tabii bize yeterdi Arçelik'ten bahsetmiyorum.
Ayrıntılara bakmak için http://www.bilardoyavarmisin.com/ a alalım seni.. Ben topa vurmayı bile zor başarabildiğimden pek ilgilenmiyorum olayla zira..
